Insan tertemiz geliyor dünyaya. Onun icin seviyoruz bebekleri, mis kokularını, çocukların masum duruslarını. Biz ise yillar icinde unuttuk insanlıgımızı. Bizi insanlıktan uzaklastıran o kadar cok sey varki hayatımızı cepecevre kusatan. Adeta bir ag gibi bizi sarıp sarmalayan, bir kurt gibi icimizi durmadan kemiren. Dunyada olup biten bu olaylara, kavgalara, savaslara sasırıp kaygı duymamak mumkun degil. Maalesef cevremiz insan olmaktan çok uzak, insanlarla dolu. Gunumuzde zor belki de insan gibi insan olabilmek, insan kalabilmek. Yaratılıs itibari ile zayıftır biraz da insanoglu; nefsine uyar, kolayı secer ve farkında olmadan uzaklasır insanlıktan. Ama asıl olan, zoru basarmak ve ustesinden gelmek degil midir? Basarmak ve sonucunda da mutlu olmanin arkasinda oncelikle kendi gucunuze inanmak ve guvenmek gelir. Gecmiste yapilan hatalardan ders almadikca, affedici ve hosgorulu olmadikca daha da uzaklasiyoruz birbirimizden. Hayat aslinda cok basit ama bizler onu karmasık bir hale getirmekte ısrar edip, her gecen gun biraz daha uzaklasiyoruz hedefledigimiz noktalardan. Hayati basitlestirmek, hayati bir o kadar da dogal yasamak, kendimize karsi olan durustlugumuz ile iliskilidir. Insan kendi varligina karsi ne kadar durust olursa karsisindaki kisilerden de ayni derecede durustluk gorur. Ayrica paylasmak insan ruhuna iyi gelir. Insan paylastikca mutlu olur. Mutlu oldukca uretkenlesir. Pozitif insan dogayla barisik, sevgisini gosteren, kendisine karsi durust olan ve paylasimci insandir.
Mutlu olmak icin bekleme, hayat kısa.
0 Comments